Ana içeriğe atla


İKÜ 2017 Mezunu Ebru Kara

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 2017 dönem mezunumuz Ebru Kara’yı Hosting Koordinatörlüğünü yaptığı AFS USA Türkiye Ofisinde ziyaret ettik.

 

İstanbul Kültür Üniversitesi’nin hangi bölümünden mezun oldunuz, kaç yılında bitirdiniz? İKÜ Mezunu arkadaşlarınızla görüşüyor musunuz?

2017 mezunuyum. İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası ilişkiler bölümünden mezun oldum. 2017’de mezun oldum. Arkadaşlarımın çoğuyla görüşüyorum, çoğu da şu an çok güzel işler yapıyor. Hep birlikte mezun olduktan sonra güzel bir kariyer elde ettik. Zaten benim Kültür’le hiç bağım kopmadı iş sebebiyle.

İKÜ’de öğrenciyken, hiç staj yapma fırsatınız oldu mu, çalışma tecrübeniz nasıl oldu?

Aslında bu konu çok geniş. Bölümümün tüm akademisyenleri, okulun idari birimi ve yönetimi bizim gelişmemiz için çok destek oluyordu. 2012 girişliler olarak Uluslararası ilişkiler Kulübünü Öğrenci Kulübü olarak kurduk. Bu kulüpte çok güzel işler yaptık. Bu süreçte üniversitemiz bizi çok destekledi. Tabiî ki dışarıda staj imkânımız vardı. Bende yaptım. Öncelikle şöyle bir stajım oldu: 1.sınıftayken, IZECK diye çok geniş bir öğrenci topluluğu vardı. Enjoymyorigin adlı bir projede yer aldım. Polonya’da 1,5 ay staj yaptım ilk yılımda. Ondan sonra da okul kulübümle beraber ilerlemeye başladım Mensur Hocanın da desteğiyle. Kendisi bölüm başkanımızdı. Onunla beraber çok fazla iş yaptık. Fransa’ya gittik Strasbourg’a. Orada European Commission’ı ziyaret ettik. Onun dışında Büyükelçiliklere gittik. Çok büyük bir Ankara gezisi düzenlendi Dışişlerini, Meclisi, tüm partileri dolaştığımız. Amerika’ya gittik hep birlikte. Bölümdeki bazı öğrencilerle, kulüple birlikte. Amerika’da Birleşmiş Milletler’i ziyaret ettik. Washington DC’ye gittik. 4 senatörle görüştük. Bunlar normalde öğrencilerin pek böyle sahip olabileceği imkanlar değil ve bunların hepsinde bizim arkamızda Kültür Üniversitesi vardı. Tabii hocalarımız da destek oldu.

İstanbul Kültür Üniversitesi’ne gelişiniz nasıl oldu?

En başından beri Uluslararası İlişkiler okumak istiyordum. Liseden mezun olduktan sonra üniversiteleri gezmeye başladım tercih döneminde. İstanbul’da kalmak istiyordum, Kültür Üniversitesinin o dönemde popülaritesi yüksekti. Tanıtım günlerine geldim. Tanıtım günlerinde de o dönemde Mensur hocamız vardı, Mensur Akgün’ün ikna etmesiyle aslında bölüme başladım. Kültür’ü o yüzden seçtim. Babamla birlikte gelmiştik hatta o daha çok etkilendi.

Mezuniyetinizi kazandıktan sonra hedefleriniz neler oldu, kariyer yolculuğunuzu nasıl planladınız, yani nasıl başladı bu serüveniniz?

Her Uluslararası İlişkiler öğrencisi gibi benim de büyük hayallerim vardı ama tabii hayat size o şekilde ilerletmiyor. Kültür Üniversitesi Uluslararası Birimi’nden teklif aldım. Ondan sonra iş görüşmesine gittim ve kabul ettiler. Uzman Yardımcısı olarak görevime başladım. Daha sonrasında da böyle devam etti. Şu anda bambaşka yerlerdeyim. Bu süreç içerisinde tabii ki bana en büyük yolculuğumu gösteren üniversitemdir. Mezun oldum cuma günü hemen pazartesi günü işe başladım. 3,5-4 yıl kadar Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi’nde devam ettim Uzman yardımcısı olarak. 1 yıl sonra uzman oldum. Erasmus değişim programlarından sorumluydum. Yabancı uyruklu öğrenci temini de yaptım. Böyle geniş bir Uluslararası İlişkiler Birimi tecrübem oldu. Burada büyük bir ekol olan Taygun Altuntaş’la birlikte çalıştım. Çok müthiş bir deneyimdi. Sonrasında Biruni Üniversitesinde 9 ay kadar çalıştım. Sonrasında AFS USA Türkiye İrtibat Ofis’inden teklif alınca buraya geldim. Burada da Hosting koordinatörlüğü yapıyorum.

Şu anda yaptığınız mesleği anlatabilir misiniz?

İlk başladığımda Erasmus değişim programlarıyla başladım. Ulusal Ajans’a bağlı olarak yürütülen bir proje. Bununla da öğrenciler Avrupa’ya gidiyorlar ve 1 veya 2 dönemlerini orada geçiriyorlar. Bu süreç içerisinde üniversitemiz onlara hibe desteğini sağlıyor ve bunların bütün organizasyon süreçlerini yürütüyordu. İlk böyle başladım. Daha sonra bu süreç değişti ve farklı üniversitelerle iş birliğine dönüştü. Staj hareketliliği yapmaya başladık. Bu staj hareketliliğinde de öğrenciler yine yaz dönemlerinde 3 veya 6-12 ay arası staj yapma imkânı buluyorlar. Staj yerlerini üniversitemiz sağlıyor. İKÜ. Yabancı uyruklu öğrenci temini dediğimiz bir sürece başladım. Yüksek Lisans yabancı uyruklu öğrencilerin başvurusundan kayıt sürecine kadar olan tüm aşamaları da yürütüyordum. Daha sonrasında Biruni Üniversitesi’ne geçtim. Koordinatör Yardımcılığı yaptım. Erasmus Değişim programlarından sorumluydum. NSLI-Y (Neslivay) ve Yes Abroad’la değişim programlarını artık sadece Amerika’yla yapıyorum

Öğrencilere ve yeni mezunlarımıza hangi tavsiyelerde bulunursunuz?

Yeni mezun sabırsızlığı denen bir şey var. Mezun olunca tabii çok büyük emeklerle mezun oluyoruz. Aslında hiçbir şey bilmiyoruz mezun olduğumuzda. Grup çalışmasını, kurumsal dili, kime nasıl davranılacağını bilmiyoruz, Excel’i bilmiyoruz… Tavsiye edebileceğim en önemli şey kendi tecrübelerimle çok bilgi çok sabır yani öğrenmek için sadece çaba gösterip bir süre sabretmek gerekiyor. Daha sonra başarı, para ondan sonra kariyer hepsi bir arada geliyor. Bilgi güçtür, önce bilgi öğrenmek lazım. Her şeyi öğrendikten sonra ancak bir şeyler elde edilebiliyor.

Kültürlü olmak size iş hayatında ne gibi faydalar, kazançlar sağladı, ne kadar katkısı oldu?

Bunu aslında saymakla bitmez. Kültür Üniversitesi’nde öğrenci ve akademik kadroyu herkes az çok bilir. Bunu mezun olurken bilirsiniz. Üniversitemizde çok uzun yıllardır çalışan ve büyük emekleri olan insanlar mevcut. Bunları tanıma fırsatı buldum. Özellikle ben şu anda değişim programlarının uzmanıyım. Değişim programları sektörü diye bir sektör var. Yabancı uyruklu öğrenci sektörü. Bu sektörler içerisinde bir ekol var ki bu kişiyle birlikte çalıştım “Taygun Altuntaş” ile. Kültür mezunudur kendisi de. Kültür’lü olmak bana çok şey kattı. Çok güzel değerlerim oluştu. Kültür ilkeleri ve değerleriyle ve bana kattığı dünya görüşleriyle yoğrularak buralara kadar geldim.

Kültürsel olarak kültürlerarası iş birliklerinde yabancı dil bilmenin ve eğitimin önemi nedir?

Olmazsa olmaz diyebilirim. Mezun olduktan sonra öğrencilerin bunu halletmesi çok zor. Bunu farkındalıklarını yüksek tutup üniversitedeyken halletmeleri lazım. Dil her şeydir. Özellikle bizim sektörde bir dili birden fazla bilseniz işinize yarar ama zaten İngilizce bilmiyorsanız her şey iptal oluyor, diğer yeterlilikleriniz olsa dahi.

İKÜMED bültenimizi beğeniyor musunuz? Herhangi bir tavsiyeniz, etkinlik öneriniz var mıdır?

Bülteni çok beğeniyorum. Takip ediyorum. Sosyal medyada da oldukça aktifler zaten son dönemlerde. İKÜ ama lokal çalışmalarını daha çok arttırabilirler. Lokali vardır Mezunlar Derneği’nin biliyorsunuz. Orada sanki böyle yıl yıl olarak, mesela 2017 mezunu, şu bölüm mezunlarına yemek gibi böyle daha özel aktiviteler olabilir diye düşünüyorum.

Bize iş hayatınızdan bir sır vermek isteseydiniz, en büyük sırrınız ne olurdu?

Dışarıdaki karakterinizle iş hayatınızdaki karakteriniz aynı olmamalı. Çünkü toleransınızın çok yüksek olması gerekiyor sektör içerisinde, çalışma hayatında. En büyük sırrım herhalde toleransımın normal hayatımdan çok yüksek olması iş hayatımda. Çünkü ben buradan çıktığımda, yani şu an bir yere çıktığımda başka bir Ebru oluyorum. Aynı Ebru olmuyorum.

İKÜ’de iken nasıl bir öğrenciydiniz? İKÜ’ye dair aklınızdan hiç çıkmayan bir anınız var mı? Varsa anlatabilir misiniz?

Çok var ama bir tanesini söyleyebilirim. Çok aktif bir öğrenciydim. Kulüple beraber çok aktiftik. O yüzden birçoğu fırsattan faydalanabildim. Sürekli aktivitemiz vardı bizim. İyi de bir grubum vardı, Unutamadığım anıma gelirsek Amerika’ya gitmiştik bölümle beraber. Bölüm Başkanı, bölümden bir hocamız var eski Sılviye Tiryaki diye. Mensur Akgün ve 10 öğrenci bizim üst dönemimiz 2016-2017döneminden Uluslararası İlişkiler öğrencileri hep birlikte Washington DC’de senatör görmeye gideceğiz yani baştan da uyarıldık hocamız tarafından bakın sorduğunuz sorulara dikkat edin, diye. Ondan sonra gittik oturduk, çok gergin bir ortamdı. Hepimiz heyecanlıyız tabii delikanlıyız, hepimiz çok genciz. Dilimizin kemiği yok. Senatörler de Türkiye-Amerika ilişkilerinden sorumlu 4 kişi önümüze oturdu. Soru sormamızı istediler. Çok tehlikeli bir soru sormuştum, terörle mücadeleyle alakalı. Hocayla göz göze geldik yanlış yerde tehlikeli bir soruydu. Bahar şenlikleri vardı. Çok güzel geçerdi. Teras anıları vardı, hiç unutamam. Kalabalık grubumla vakit geçirmek çok keyifliydi. Okula her gittiğimde içlenirim.